İstişare Farz mı Sünnet mi? Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimsel Bakış Güç ilişkilerinin, iktidarın ve toplumsal düzenin şekillendiği her toplumda, bireylerin birbirleriyle etkileşim biçimleri de derin anlamlar taşır. Siyaset bilimi, bu etkileşimleri anlamak adına çeşitli teoriler ve pratikler üzerine odaklanır. Toplumların içinde şekillenen değerler, ideolojiler, kurumlar ve vatandaşlık anlayışları, bireylerin davranışlarını ve bu davranışların yansıması olan siyasal kararları etkiler. İktidarın, toplumsal düzenin ve hatta bireylerin güç kullanım biçimlerinin ele alındığı bu bağlamda, İslam’ın öğretilerinden biri olan “istişare” kavramı, sosyal bilimler açısından önemli bir tartışma alanı yaratmaktadır. Peki, istişare aslında farz mı, yoksa sünnet mi? Bu soruyu…
8 YorumEtiket: bir
Huysuz Ne Demek Bulmaca? Toplumsal Yapılar ve İnsanın Ruhsal Durumu Üzerine Bir Sosyolojik Analiz Giriş: Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimi “Huysuz” kelimesi, günlük dilde sıklıkla kullanılan bir terim olmasına rağmen, aslında çok daha derin toplumsal anlamlar taşıyan bir kavramdır. Bu kelime, bir kişinin ruh halini, davranışlarını ve toplumla olan etkileşimini tanımlar. Peki, bir kişi neden huysuz olur? Ya da bir kişinin huysuzluğu, yalnızca bireysel bir özellik mi yoksa toplumsal yapılar tarafından şekillendirilen bir durum mu? Bu yazıda, huysuzluk kavramını, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler çerçevesinde ele alacağız. Bir sosyolog olarak, toplumsal yapıları anlamak, bireylerin yaşamlarına nasıl etki ettiğini…
6 YorumHumbaracılar Ne İş Yapar? Felsefi Bir Perspektiften Bakış Filozofların dünyasında, her kavram, her olgu birden fazla anlam katmanına sahip olabilir. Bir kelime, bir meslek veya bir grup, dışarıdan bakıldığında sıradan bir iş kolu gibi görünebilirken, derinlemesine bir inceleme yapıldığında ontolojik, epistemolojik ve etik açılardan sorgulanmaya başlanabilir. “Humbaracılar” kelimesi de, tarihsel bir meslek olarak ilk bakışta yalnızca belirli bir işlevi yerine getiren kişiler gibi görünse de, daha derinlemesine bir düşünsel çözümleme ile bu terimin çağrıştırdığı çok daha geniş anlamları keşfetmek mümkündür. Humbaracılar, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar, özellikle savaş ve savunma alanlarında görev yapan bir grup olarak bilinir. Ancak, bu kelimeyi felsefi…
8 YorumFormika Nerede Satılır? Bir Hayalin Peşinde Uzanan Yolculuk Sıcak Bir Hikâyeyle Başlayalım “Bazen bir evin duvarları değil, içinde biriktirdiğin hayallerdir seni koruyan. Ve bazen o hayali gerçeğe dönüştürmek, küçük bir malzemeyi doğru yerde aramakla başlar.” Merve, eski apartman dairesinin mutfağında elinde kahvesiyle dolaşıyordu. Yıllardır hayalini kurduğu o modern mutfak hâlâ sadece Pinterest panolarında yaşıyordu. Renkli tezgâhlar, zarif dolaplar, dokunduğunda kalite hissi veren yüzeyler… Hepsi aklındaydı ama nereden başlayacağını bilemiyordu. İşte tam o sırada, eşi Murat içeri girdi. Gözleri parlıyordu çünkü o, çözüme odaklı bir insandı. “Formika diye bir şey var,” dedi. “Mutfak tezgâhlarında, dolap kapaklarında kullanılıyor. Dayanıklı, estetik ve uygun…
8 YorumWebcam Ne Demek Türkçe? Bir Ekranın Ardındaki Hikâyeler Bu hikâyeyi anlatmak istedim, çünkü hepimizin bir noktada bir “ekranın” arkasında kaldığı bir an vardır. Benimkisi bir webcam’le başladı. Küçük, siyah bir göz gibi masamın üstünde duran o cihaz, bir süre sonra sadece bir teknolojik araç değil, hayatımda duyguların, bağlantıların ve hatıraların sembolü haline geldi. Bir Webcam, İki İnsan: Farklı Dünyalar, Aynı Pencere Okan, mühendislik zekâsıyla dünyayı ölçüler, sistemlerle, planlarla anlamlandırırdı. Onun için webcam, bir araçtı. Görüntü kalitesi, çözünürlük, ışık dengesi… Hepsi teknik detaylardı. Ama Elif için webcam, bir hikâyeydi. Birinin yüzünü görmek, uzaklıkları kısaltmak, bir “merhaba”yı göz temasıyla söyleyebilmekti. Okan, yeni…
8 YorumAşkta Heyecan Nedir? Bir Antropolojik Perspektif Aşk, insanlık tarihinin her döneminde şekil değiştiren, kültürel farklılıklarla beslenen ve toplumsal yapılarla iç içe geçmiş bir olgudur. İnsanlar arasındaki duygusal bağların çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, aşkın heyecanını sadece bireysel bir his olarak değil, toplumsal ritüeller, semboller ve kimlikler aracılığıyla anlayabilmek için farklı kültürlere bakmak gerekir. Bu yazıda, aşkın heyecanını farklı kültürel bağlamlarda keşfederek, aşkı sadece duygusal bir deneyim değil, aynı zamanda sosyal bir olgu olarak ele alacağız. Aşkın Heyecanı ve Toplumsal Yapılar Aşkın heyecanı, bireysel duygusal bir durumdan çok, toplumların ona biçtiği anlamlarla şekillenir. Farklı kültürlerde aşk, sadece romantik bir bağ…
8 YorumGöz Ucuyla Bakmak Ne Anlama Gelir? Felsefi Bir Okuma: Görmenin Sınırında İnsan Bir filozof olarak, gündelik bir davranışın ardında yatan anlamı çözümlemek, insanın varoluşsal derinliğini anlamanın en doğru yollarından biridir. “Göz ucuyla bakmak” ifadesi, sıradan bir eylem gibi görünse de, aslında bilmenin, görmenin ve hatta varlığın farkına varmanın en ince sınırlarında gezinir. Göz ucuyla bakmak, bir şeyi hem görmek hem görmezden gelmektir; bir dikkat biçimi olduğu kadar bir mesafe kurma halidir. Bu yazıda, bu davranışı üç felsefi eksende — etik, epistemolojik ve ontolojik — ele alarak, bakışın anlamına dair derin bir sorgulamaya çıkacağız. Epistemoloji: Görmek Bilmek midir? Felsefede epistemoloji, yani…
8 YorumGrev Ne İçin Yapılır? Tarihin Derinliklerinden Günümüze Uzanan Bir Mücadele Bir tarihçi olarak geçmişin tozlu sayfalarına dokunduğunuzda, karşınıza sadece savaşlar, krallar veya imparatorluklar çıkmaz. O sayfalarda aynı zamanda sessiz, ama güçlü bir başka hikâye vardır: emek mücadelesi. Grev, bu hikâyenin en belirgin satır başlarından biridir. İnsanlığın adalet, eşitlik ve insanca yaşam talebini yansıtan bir toplumsal eylem biçimi olarak grev, yalnızca bir “durma” değil, tarihe yön veren bir “başlama”dır. Peki, grev ne için yapılır? Gelin, bunu geçmişin ışığında, bugünün aynasında birlikte inceleyelim. Tarih Sahnesinde İlk Grevler: Emeğin İlk Sesi Grevlerin kökleri, sanayi devrimiyle değil; çok daha eskiye, Antik Mısır’a kadar uzanır.…
8 YorumIsparta’nın Neyi Meşhur? Gülün Büyülü Hikâyesi Isparta’ya yolunuz düştüğünde, şehrin havasına karışan hafif, tatlı bir koku sizi hemen içine çeker. Bu koku, dünyanın en nadide güllerinden biri olan Isparta gülünün kokusudur. Her köşesinde pembe bir zarafet gizlidir bu şehrin… Peki Isparta’nın gülleri neden bu kadar meşhur oldu? Gelin, hem verilerle hem de hikâyelerle bu büyülü serüvene birlikte bakalım. Gül Diyarının Kalbi: Isparta Isparta, Türkiye’nin güneybatısında, Akdeniz’in serin dağ havasını içine çeken bir şehir. Ancak onu özel kılan şey sadece doğası değil; 19. yüzyıldan bu yana süregelen bir gelenek: gül yetiştiriciliği. 1892 yılında Bulgaristan’dan getirilen gül fideleriyle başlayan bu yolculuk, bugün…
8 YorumGökmen Kız İsmi mi? Kelimelerin Cinsiyeti Üzerine Edebi Bir Düşünce Kelimelerin yalnızca anlamları değil, aynı zamanda kaderleri vardır. Bir edebiyatçı için her kelime bir karakterdir; içinde bir hikâye, bir çağrışım, bir yankı taşır. “Gökmen” ismini duyduğumda aklıma önce gökyüzünün sınırsızlığı, sonra insanın o sınırsızlık içindeki arayışı gelir. Ama ardından şu soru belirir: Gökmen kız ismi mi? Yoksa gökyüzü kadar geniş bir anlamın içine sıkışmış bir toplumsal kalıp mı bu? Bu yazıda, bir ismin cinsiyetle nasıl ilişkilendirildiğini, edebiyatın bu ilişkiyi nasıl kırdığını ve kelimelerin aslında kimliklerimiz kadar akışkan olduğunu anlatan bir yolculuğa çıkacağız. İsimlerin Hikâyesi: Dilin Kaderi, Kimliğin Gölgesi Edebiyatta isim,…
8 Yorum